8 Ekim 2008 Çarşamba

Basın Açıklaması

DATÇA YARIMADASI

KIYI ALANLARI YÖNETİMİ ÇALIŞTAYI

KAYÇA DATÇA

13-14 Eylül 2008





13-14 Eylül tarihleri arasında, Datça’daki Sivil Toplum Kuruluşlarından Datça Çevre ve Turizm Derneği, Datça Demokrasi Derneği, Mimarlar ve İnşaat Mühendisleri Odalarının Datça İlçe Temsilciliklerinin düzenledikleri Datça Belediyesi ve Datça Kaymakamlığı’nın katkılarıyla gerçekleştirilen “Datça Kıyı Alanları Yönetimi Çalıştayı” beklenenin üzerine ilgi gördü.

Datça Kıyı Alanları Yönetimi Çalıştayı Datça-Bozburun ÖÇKB sınırları dâhilinde 2002-2004 yılları arasında kıyı ve deniz ortamında biyolojik çeşitliliğin tespitinin yanı sıra, bölgenin kıyı ve deniz ortamında karşı karşıya kaldığı sorunların saptanması ve bu konuda bölge için en uygun çözümlerin oluşturulabilmesi için bilimsel çalışmalar yapan ve 2006 yılında elim bir deniz kazasında yaşamını yitiren İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği öğretim üyesi Prof.Dr. Erdoğan Okuş’un saygın anısına düzenlendi.

Çalıştaya Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı Önder KIRAÇ, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ayşen ERGİN, ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi öğretim üyesi Doç.Dr. Ahmet C.Yalçıner, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Numan TUNA, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Ahsen Yüksek, DLH Liman Etüd Proje Dairesi Bşk. Dr.Ülker YETGİN ve konuk olarak Muğla Üniversitesi Rektör Yardımcısı Atilla Yücel konuşmacı olarak katıldılar.


Datça’nın bölgedeki önemi ve korunması gerektiği konusunda, Bilim insanları ve ÖÇKK Başkanının Datça halkı ve STK lar ile fikir birliği içinde olduğu görüldü. Datça’yı ilgilendiren sorunlara köklü çözüm üretebilmek, yerel yönetimin Datça halkına daha verimli hizmet etmesine katkı sağlayabilmek için, yerel halkın da desteğiyle “Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetiminin” gerçekleşmesi zorunluluğu vurgulandı.

Datça Öğretmenevi ve Palamutbükü’nde iki gün süren Çalıştay, gün boyu halkın geniş katılımıyla birlikte, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığından(ÖÇKKB) Daire Başkanı Cengiz Kaman, Şube Müdürü Sezer Göktan ve Nesrin Reyhan, ÖÇKK Muğla Bölge Müdürü Mesut Avcı ve Başkan Yardımcısı Bekir Erdoğan, UNDP Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Finansal Sürdürülebilirlik Uzmanı Lee Thomas (Avustralya) ile BM Ortak Programı İklim Değişikliğine Uyum Proje Yöneticisi ve ODTÜ Deniz Mühendisliği Araştırma Merkezi Kıyı Alanları Yönetimi Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi, IUCN WCPA Marine Mediterranean üyesi Atila Uras , TURMEPA Başkan Yardımcısı Julide ERGİN, Muğla Üniversitesi Rektör Yardımcısı Atilla YÜCEL, Muğla Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ahmet Nuri TARKAN ve aynı bölümden Yrd. Doç. Dr. Nedim Özdemir, Bozburun Belediye Başkanı Salih TAŞKIN, Muğla Belediyesinden Reşat Uygun ile ulusal ve yerel basın tarafından da ilgiyle izlendi. Toplantıya katılanların büyük çoğunluğu, yörenin sorunlarına ilişkin birçok konuyu da dile getirerek, toplantıların canlı ve daha verimli olmasına katkı sağladı. Sivil toplum kuruluşları ve yerel halkın görüşleri alınmadan yapılan, (arıtma, atık su, sahildeki beton tesisler ve taş ocakları gibi) projelerin ortaya çıkardığı sakıncalı sonuçlar dile getirildi.


Her iki günde de katılımcıların toplantıları ayakta izlemek zorunda kalması, Datçalıların bu sorunlara duydukları ilginin boyutlarını ve böylesi toplantılar için geniş ve çok amaçlı bir salonun gerekli olduğunu gösterdi.


Doğal kaynaklar korunarak, akılcı ve verimli kullanılmalı


Oturuma katılan bilim insanları, bundan binlerce yıl önce burada yaşamış olan uygarlığın tarihi, ekonomisi ve sosyal yaşamı ile ilgili zengin bilgiler aktardılar. Günümüzde Datça’nın, doğal yapısı, bitki dokusu ve turizm potansiyeli açısından önemi ve yapılması düşünülen liman ve marina ile ilgili sorulara bilimsel açıklık kazandırıldı.

Datça’nın Limanlara ihtiyacı olduğunu, ancak bunun yerinin çevreyle uyumlu olmayan, yöre halkının ve uzmanların görüşlerinin alınmadan tespit edilmesinin zararlı sonuçları olacağı vurgulandı. ÖÇKK Başkanı da mevcut projenin uygulanmasının çok zor olduğunu belirtti.

Son yıllardaki kontrolsüz yapılaşmayla, yarımadamızın zengin doğal ve tarihi özelliklerinin, çoğu sahil kentlerinde olduğu gibi yöremizde de tehlikeye girmekte olduğuna dikkat çekildi.

Turizmi cazip kılan denizin giderek kirlenmesine ve denizlerin akciğeri olarak tanımlanan deniz bitki türlerinin yok olma tehlikesine karşı etkin önlemler alınmaması halinde, artan doğa kirliliğinin bölgenin ekolojik yapısına, bunun doğal sonucu olarak da yöre halkına ve turizme vereceği zararların kaçınılmaz olacağı dile getirildi.



Gelecek nesillerin bu doğal ve tarihi zenginlikten yararlanabilmeleri için, bu yöreyi sevenlerin, elbirliği ile Datça’ya, Datça’nın geleceğine sahip çıkması gerektiğinin altı çizildi. Datça’ya ve Datça’nın geleceğine sahip çıkılmaması halinde, gelecek nesillerin bu doğal ve tarihi zenginlikleri kaybedecekleri bilimsel verilerle anlatıldı.

Bu Çalıştay özellikle yerel basının gündeminde önemli bir yer tutarak, halkın bilgilenmesine ve yaşadığı yöre ile ilgili sorunlara duyarlı olmasına önemli katkılar sağladı.





Limanlar, kara bağlantısı ile tasarlanması zorunlu projelerdir

Çalıştaydaki tartışmalar bölümünde ele alınan sorunların başında, yapılması düşünülen liman yerlerinin önemi üzerinde duruldu. Toplantıyı düzenleyen sivil toplum örgütlerinin temsilcisi, yaptığı konuşmada: Çalıştayı düzenlemedeki amaçlarının yapılması tasarlanan Marina ve Gemi Yanaşma Yeri Projelerinin tüm taraflarca irdelenmesi olduğunu söyledi. Datça Yarımadasının özel bir bölge olduğunu ve yapılması tasarlanan limanların bu özel bölgeye en az zararı verecek mühendislik yapıları olması gerektiğinin altını çizen konuşmacı Çalıştayın halkın da katılımıyla en yetkin kişi ve kurumlarca en uygun kıyı yapısını saptamak üzere düzenlendiğini söyledi.

Mevcut kara trafiğinin yükünü birkaç misli arttırtacak Esenada ve Topanada’ya sıkıştırılmış liman projelerinin bu bölgeyi bir trafik keşmekeşine çevireceğine dikkat çekilerek, limanların kara bağlantısı ile tasarlanmasın zorunluluğu vurgulandı.



Kararlar, halkın çıkarlarını gözetmek zorundadır


Uzmanlar; düşünülen marina ve liman yerinin, çevredeki deniz canlıları üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan tahribata yol açacağı, doğaya, çevreye zarar vererek kurulan her türlü yapılaşmanın, o yörenin doğal zenginliğine, ekonomisine, özellikle de turizmine zararlı sonuçlar oluşturacağını belirttiler. Ayrıca marina yerinin dere ağzında (azmak) olmasının teknik açıdan sakıncalarını ve bir süre sonra o koyun, halkın yararlanmasını ve turizme dönük kullanımını imkânsız hâle getireceğinin altını çizerek oluşturacağı tehlikeleri dile getirdiler.

Antik çağda tıp merkezi olan Knidos ve bu kentin ecza deposu Datça yarımadası tükenmeden yarınlara devretmemiz gereken, binlerce yıldan bize kalan mirastır. Bu özel coğrafyanın korunması gerektiğine inanan STK’lar her zaman halkın ve bilim insanlarının önerileri ve destekleri ile sürdürülebilir projelerin yanında yer alacaklardır.

Bu çalıştay ile Datça, B.M. Çevre Fonundan yararlanma olasılığını güçlendirdi




Çalıştayın bir sonucu da Datça’ya Birleşmiş Milletler desteğini sağlaması: iki gün boyunca toplantıyı izleyen ve sivil toplum örgütleriyle kamu kurumları, üniversiteler, Özel Çevre Koruma Kurumu'nun uyum içinde çalışmasına tanık olan B.M. Kalkınma Programı'nın (UNDP) danışmanı Lee Thomas ve Atila Uras Datça’nın kıyı alanlarının etkin kullanımı için pilot bölge ilan edilmesini ve bunun için Küresel Çevre Fonu'ndan (GEF) fon sağlanmasını teklif edeceklerini belirttiler.

İki gün süren, geniş katılım ve ilgiyle izlenen Çalıştayda, bilim insanları da Datçalılardan çok şey öğrendiklerinden övgüyle söz ettiler. Bilim insanlarını şaşırtan önemli bir hususun da, Datçalıların yaşadıkları yöreye sahip çıkmak konusunda gösterdikleri duyarlılık ve özveri olduğunu, bunun diğer yörelere örnek teşkil etmesini arzu ettiklerini belirttiler.


Büyük bir coşku ile sürdürülen çalıştay, ortak hazırlanan sonuç bildirisiyle son buldu.




SONUÇ BİLDİRGESİ:

Biz Datçalılar;

Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın doğal, kültürel ve sosyal mirasının farkında olarak;

Bu topraklarda yaşamış uygarlıkların izlerini takip ederek ve geleneksel sosyal dokunun özelliklerini koruyarak;

Datçalı olmanın aydın olmak, hoşgörülü olmak, yöresi için sorumlu ve çevre için duyarlı olmak olduğunu bilerek;


Doğal ve kültürel değerlerimizin ve karakterimizin gelecek nesillerimize bırakacağımız en büyük miras olduğunun bilinciyle:


Datça’nın
· Sürdürülebilir gelişmesini,
· Doğal kaynaklarının akılcı, verimli kullanım ve korunmasını,
· Kültürel mirasının korunması ve sahiplenilmesini,
· Yapılması gerekli altyapının estetik, kültürel ve sosyal dokuya en uygun şekilde olmasını,
· Yapılacak kıyı ve deniz yapılarının kıyının doğal yapısını bozmayacak şekilde tasarlanmasını,
· Kıyı ve denizlerinin temiz kalmasını,
· Turizmin yörenin kaynaklarını tüketici değil, yerel halkın refahını destekleyici olmasını sağlamak için,


Özel Çevre Koruma Kurumu, kamu kuruluşları ve bilimsel kuruluşların yürütmüş olduğu ve hazırlayacağı teknik ve bilimsel çalışmaların ışığında;

  • Yerel halk, sivil toplum örgütleri ve ilgili tüm kurumların katılımıyla

  • Bütünleşik biçimde

  • Yasalara saygılı

  • Bilime dayalı

Ülkemizin doğal ve kültürel kaynaklarının akılcı yönetimine örnek olacak “Datça Bütünleşik Kıyı Alanları Yönetimi”nin gerçekleşmesini istiyoruz.

Bu yolda tüm yapılaşmalar ve çalışmalar için birlikte, sorumluluklarımızın bilincinde, güvenerek ve inanarak çalışmaya hazırız.